Rakıyı içen kadın gülüyorsa, o gülüşün ardında en az dokuz roman, on dört tane de film repliği yatar.
Rakıyı içen kadının gülüşünde, bu dünyanın en zararsız mutluluğu vardır; çünkü büyük gülerler, büyük susarlar…
Rakı içen kadın, rakıyı çok sık içmez.
Ama rakıyı içtiği an, bil ki içme zamanı gelmiştir ve konuştuklarında net konuşurlar.
O kadınlar keyfine doyum olmayan bir akşamüstü sonrasında, bir kıyıda köşede, gece sefası gibi açarlar.
O kadınlar, afet-i devrandır!
Ve rakı içen kadının elleri güzeldir…
O kadınlar, senden başkasını severlerken bile seni incitmezler.
Şarkı söyleyesi varsa susmalısındır, izlemelisindir, dinlemelisindir rakı içen ve şarkı söyleyen o kadını.
Rakı içen kadın, herkesle rakı içmez ve seninle rakı içiyorsa, senin için kalbinde en az yüz elli metrekare daha yer vardır.
Ve sen, bunu bildiğin için o kadına, kalbinin tüm kapılarını beklentisizce açmış, cebindeki tüm anahtarlarıysa hiç bulmamak üzere yutmuşsundur.
Rakı içen kadın, cihanda sulhtur. Ağdalı değil, nağmeli sever.
Rakı içen kadın güzeldir, masasındakiler de...