şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

ŞİİR: MAHİR ÇAYAN - BU ADAM KURŞUNLARIN DEĞİL, KAHREDİCİ OKLARIN HEDEFİ

BU ADAM KURŞUNLARIN DEĞİL, KAHREDİCİ OKLARIN HEDEFİ

'Vedat, Taylan, Battal, Mehmet, Necmi
Devrim için öldüler…'

Yürüyoruz başkentin sokaklarında,
Önde gidiyor devrim şehidi.
Hep beraber söylüyoruz bu marşı, tek bir adam söylemiyor.
O marşta yaşıyor, marşı söyleyenlerden birisi
Kendi sırasının yakın olduğunu bilen birisi
Marştaki şehitler listesine, şeref listesine
Kendi adını sokuyor, sessiz ve mahcupça.
Ve sırası geldi, sırasını bekleyen o neferin
Ama öyle mi gelecekti sırası?
Oysa neler kurmuştu neler…
Erkekçe vurulacaktı kalbinden
“Yaşasın THKP” olacaktı son sözü
Bu fırsat geçti eline
Ama kahpe kader o kadarını bile çok gördü.
Olmadı olmadı…
O diye yoldaşını delik deşik ettiler.
Kahpenin kurşunu
Ceketini, pantolonunu delik deşik etti
Ama kalbini delemedi.
Ve o kendisini vurdu.
Talih ne gezer bu adamda,
Tetiğini kaldırmayı unuttu, unutmaz olasıca.
Tabancası sarsıldı, kurşun hedefinin altına girdi.
O cezasını çekiyordu, ezeli derdi unutkanlığının ve solaklığının.

Oligarşinin hastahanesi, mapushanesi…
Karanın siyahın her tonu…
Paspal kurbağa Ganzales
Ve ünlü kement atıcı şefkat Kakomço.
Oportünizm atmıştı oklarını yakalanmadan önce,
“Bölücü, kariyerist, pasifist” diye.
Oligarşinin gazeteleri atmıştı oklarını yakalanmadan önce,
“Teslim oldu” diye.
Vuruştu, yine teslim oldu denildi, konuşmadı.
İşkence altındaki arkadaşının bölük pörçük ifadelerini topladılar, tek bir ifade yaptılar.
Ve konuştu diye ilan etti paspal kurbağa Gonzales.
Bu adamın kaderi bu.
Bu adam kurşunların değil kahredici okların hedefi.
Açık vermişti bir kere
Neden korktuğunu hissettirmişti düşmana.
Anlamıştı düşman,
'Bu adam işkenceden, kurşundan değil,
Zehirli oktan korkar.'

Üzülme aslanım, hatırla bak, ne diyor usta:
“Düşman bize ne kadar çok ok atarsa, biz o kadar doğru yoldayız.”
Varsın bütün oklar üstüne yağsın.
Devrimcilerin gözleri kör kulağı sağır değil.
Biliyorum seni bu oklar yaralıyor.
Bak ne diyor usta:
“Unutma ki devrim şehidi sadece kurşunla olmaz,
Şefkat Kakamço’nun kementleri de şehit eder adamı.”

- 2 -
Hindistan’ın Kalküta şehrinde
Benerci kendini vurdu.
Türkiye’nin İstanbul’unda,
Hüseyin’i vurdular.
Perde değişiyor.
İzmir kordon boyu
Hasan Tahsin’i vurdular.
Bolivya’da Guevara kanlar içinde
Pera da param parça.
Çho to Vietnam’da kıvranıyor.
Of bacım off
Bitsin artık bu kıyım.
Orfe güneşi çağırıyor ve THKC
1971 ilkbaharında eyleme geçiyor.

Burası Sao Paulo
Karanlığın, loşluğun, ezikliğin diyarı.
Orfe karanlıklar tepesine oturmuş,
Gitarı ile güneşi çağırıyor.
Güneş tutulmuş…
Her taraf simsiyah…
Orfe gitarı ile güneşi çağırıyor.
Yalnız Orfe, garip Orfe, yiğit Orfe.
Sao Paulo tepelerinde doğacak güneşi Orfe göremeyecek,
Biliyor bunu Orfe, yine de güneşi çağırıyor.
Karanlığın yedi başlı ejderi,
Orfe’yi parçalıyor.
Orfe artık güneşte…
Güneş tutulması sona eriyor.
Sao Paulo halkı samba yapıyor güneşin altında.
Orfe rahat, mutlu ve kıvançlı güneşten gitarı ile tempo tutuyor
Aydınlığı kutlayan Sau Paulo halkının sambasında

Şiir: Melih Cevdet Anday - Anı

ANI
Bir çift güvercin havalansa

Yanık yanık koksa karanfil

Değil bu anılacak şey değil

Apansız geliyor aklıma

Şiir: Bertold Brecht - Modern Destan

MODERN DESTAN

Akşam savaş alanına inince
Düşman yenilmişti.
Çınlayarak telgraf telleri
Haberleri ötelere iletti.

Şiir: Vedat Türkali - İstanbul

İSTANBUL

Salkım salkım tan yelleri estiğinde

Mavi patiskaları yırtan gemilerinle

Uzaktan seni düşünürüm İstanbul

ŞİİR: NAZIM HİKMET - BİR HAZİN HÜRRİYET (1951)

30 Ocak 1951
BİR HAZİN HÜRRİYET


Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu,

bir lokma bile tatmadan yoğurursun

                   bütün nimetlerin hamurunu.

ŞİİR: ATAOL BEHRAMOĞLU - KUŞATMADA

KUŞATMADA

Kuşatma altında vermem gerekiyor
Ömrümü etkileyecek kararları.
Kuytu bahçelerde değil
Sarsak odalarda yaşıyorum aşkı.

En güzel dizeyi buluyorum derken
Bozuyor düşümü bir klakson sesi
Aklımda hayatım üstüne düşünceler
Ve pantolonumdaki yağ lekesi.

Şırıtkan, sırnaşık bir reklam spotu
Ekleniyor sonuna duygulu bir filmin
Sevgi yitiriyor anlamını
Kaypaklaşıyor kin.

ŞİİR: AZİZ NESİN - BOĞULAN ŞAİR

BOĞULAN ŞAİR



Senin seyircilerin düşman
Senin yargıcıların düşman
Öylesine yenmek zorundasın ki
Kıl payı bırakmadan

Sayısız genlerle donatmalısın
İmgeden kristallerini
Ki kamaşsın gözleri
Yüreğinden yansıyan ışıltılardan

ŞİİR: PABLO NERUDA - NAZIM'A BİR GÜZ ÇELENGİ (Çeviren: Ataol Behramoğlu)


Neden öldün Nâzım?  Senin türkülerinden yoksun ne yapacağız
     şimdi
Senin bizi karşılarkenki gülümseyişin gibi bir pınar bulabilecek
     miyiz bir daha?

ŞİİR: CAN YÜCEL - MARE MOSTRUM

MARE MOSTRUM


En uzun koşuysa elbet Türkiye'de de devrim
O onun en güzel yüz metresini koştu
En sekmez lüverin namlusundan fırlayarak
En hızlısıydın hepimizin
En önce o göğüsledi ipi
Acıyorsam sana anam avradım olsun
Ama aşk olsun sana çocuk aşk olsun!

CAN YÜCEL 

Can Yücel'den Kadın ve Rakı...



Rakıyı içen kadın gülüyorsa, o gülüşün ardında en az dokuz roman, on dört tane de film repliği yatar.
Rakıyı içen kadının gülüşünde, bu dünyanın en zararsız mutluluğu vardır; çünkü büyük gülerler, büyük susarlar…

Ataol Behramoğlu


Cahit Sıtkı Tarancı

Olmazlara meylim var...

-

Bereket versin. Gökyüzünün tapusu yok, Herkes bakabilir. Bulutlara kimse el koyamaz. Hayal kurma hürriyeti var.

-

Sevmek, devam eden en güzel huyum.